YAPILARDA YANGIN GÜVENLİĞİ VE
SÖNDÜRME SİSTEMLERİ
Özet: Bu çalışmada yapılardaki yangın güvenlik önlemleri ve yangınları söndürmek amacıyla kullanılan yangın
söndürme sistemleri tanıtılmakta ve muhtemel yangın risklerinde yangın tipi ve şartlarına bağlı olarak yangın
söndürme sisteminin seçim esasları verilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yangın, güvenlik, sprinkler sistemi, yangın söndürme sistemleri.
1. GİRİŞ
Günümüzde büyük ve kalabalık yerleşim merkezlerinde pahalı arsaların değerlendirilmesi ve
küçük arsalara büyük hacimli yapıların yerleştirilmesi dolayısıyla yüksek yapıların sayısı her geçen gün
artmaktadır. Özellikle başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Antalya ve Mersin gibi şehirlerimizde çok
sayıda yüksek otel, iş merkezi ve konut yapılmaya başlanmıştır. Bursa ilimizde ise BUTTİM, BUSKİ ve
Çelik Palas'ın yeni kısmı yüksek bina olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bugün birçok gelişmiş ülkede yararlanılan en etkili standartlardan biri olan NFPA 101, Life Safety
Code'ta yüksekliği on katı geçen veya yüksekliği 22.5 m olan yapılar "yüksek yapı" olarak tarif
edilmektedir. Fakat birçok ülkede yüksek yapı alt sınırı 30 m olarak alınmaktadır. Yapıların 30 m'den
itibaren yüksek yapı kabul edilmesinin nedenlerinden biri de, dış taraftan yangına etkili müdahale
yapılabilecek uygun olan en fazla yüksekliğin 30 m olmasındandır. Dünyanın en yüksek yangın merdiveni
tam dik konumda iken 60 m yüksekliğindedir. Fakat gerek rüzgarın sallaması, gerek uygun zeminin
bulunamamasından ve gerekse tam dik olarak açılamamasından dolayı optimum söndürme yüksekliği 30m'nin altı alınmaktadır. Ülkemizde özellikle İstanbul'da 1970'li yıllarda konut ve otel yapımı ile başlayan
yüksek bina yapımı son yıllarda iş merkezlerini de içine alarak hızla artmıştır. Yüksek yapılarda ikinci
sırayı oteller ve üçüncü sırayı da iş merkezleri almaktadır. Son yıllarda inşa edilen yüksek yapılarda her türlü yangın güvenlik önlemi alınmaktadır. Ancak daha önce konut olarak yapılan fakat sonradan büro ve
işyeri olarak kullanılan yüksek yapılarda ise maalesef hiçbir yangın güvenlik önlemi bulunmamaktadır.
Bunun acı bedelini çıkan yangınlarda ödüyoruz. Daha büyük felaketlerle karşılaşmadan gerekli tedbirlerin
bir an önce alınması gerekmektedir.
Yüksek binalarda yangın sebeplerinin başında elektrik kablolarında veya elektrikli cihazlardaki
kısa devre ve kundaklama gelmektedir. Çok sayıda elektrikli cihaz, makina ve aydınlatma nedeniyle
çekilen elektrik akımı fazla olduğundan, küçük bir ihmal yangın başlamasına neden olabilmektedir. Diğer
taraftan, kamu oyunun büyük ilgisini çektikleri için de sabotaj için cazip binalar arasında yer alırlar.
Kullanım amacına göre yangının genişleme hızı değişmekle beraber, genellikle panik nedeniyle bir şey
yapılamadığı, kimse ne yapacağını bilmediğinden herkesin koşuşturduğu, fakat çaresiz kalındığı
gözlenmiştir. Bugüne kadar meydana gelen yüksek bina yangınlarında sıcak gaz, duman ve alevler binanın
üst kısımlarına doğru yayılmakta ve alt bölümlerde yangın başlamışsa, hasar oldukça büyük olmakta;
ölümlerin tamamına yakını üst katlarda duman nedeniyle boğulmadan meydana gelmektedir. İtfaiye
merdivenlerinin 10. kattan sonra etkili olamaması nedeniyle, her şey binadaki önlemlere bağlı olmaktadır.
Hızla ilerleyen büyük yangınların tamamında sprinkler sisteminin olmadığı, personel eğitiminin yetersiz
olduğu, yüksek binayı kullananların yeterli olarak bilinçlendirilmediği ve yangın önleme planlarının
bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmelere paralel olarak, dev marketler, büyük iş merkezleri ve
yüksek binaların sayılarında büyük artış olmuştur. Bu tip yapılarda binanın mimari yapısı dolayısıyla
dışardan yangına müdahale zorlaşmıştır. Özellikle insanların yoğun biçimde kullandığı yapılar başta olmak
üzere yangın güvenlik önlemlerinin alınması yangın riskini dolayısıyla can ve mal kaybını önlemede büyük
öneme sahiptir. Yangından korunma ve bina yangın güvenliği konusunda alınması gereken önlem ve
uyulması zorunlu koşullar iki ana bölümde toplanmıştır. Bunlar kısaca pasif yangın güvenliği önlemleri ve
aktif yangın güvenliği önlemleridir. Yapılarda yangın risklerini azaltmak, gelişip yayılmalarını önlemek ve
yapı içi yangın güvenliğini sağlamak için daha mimari tasarım çalışmalarının başında, bina strüktürünü
tayin, yapı malzeme ve elemanları ile bina tanıtım ve dekorasyon düzenlemelerini belirlerken ele alıp
çözümlemek ve bunlarla ilgili zorunlu (sınır değerlerine) uymak pasif yangın güvenlik tedbirlerinin
temelini oluşturur.
Yangın uyarı ve söndürme sistemlerini içeren sistemlerde aktif yangın güvenlik önlemlerini
oluşturur. Yangına alınacak önlem yangını tanımakla orantılıdır. Eğer yanan ve yanması muhtemel
maddeler, yangın yükü ve diğer şartlar iyi belirlenirse bu durumda alınacak önlemlerde o derece etkili
olacaktır. Bunun yanında yangına karşı alınacak önlemlerde eğitimde önemli rol oynar. Bazen eğitimsiz bir şahsın yapacağı müdahale yangını söndürmek yerine hızlandırabilir. Bu nedenle şartların iyi tespit
edilmesi, uygun önlemler, eğitim ve gerektiği şekilde kullanım etkili mücadelenin şartlarından olacaktır.
Pasif ve aktif yangın güvenlik tedbirleri sırasıyla ikinci ve üçüncü bölümlerde incelenmiştir.
Alınabilecek yangın güvenlik önlemleri ve yangın söndürme sistemleri özellikleri ve kullanım alanları
incelenmiştir. Ayrıca yangın söndürücü seçiminde göz önüne alınacak esaslar belirlenmiştir.
2. PASİF YANGIN GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ
Bir yangınla mücadelenin en kolay yolu, öncelikle yangının çıkmamasıdır. Yapı kullanma şekline
bağlı olarak, yapının mimari tasarımı, bina strüktürünün tayin edilmesi, yapı malzeme ve elemanlarının
seçimi, pasif yangın güvenliği önlemlerinin esasını oluşturur. Yapıya giren bileşen ve malzemelerin
yangına direnç göstermeleri, üstelik yangının büyüyüp gelişmesini önleyici nitelikte olmaları gerekir. Proje
yapılırken, genel konuların yanında, yangın çıkmasını önleyici tedbirler ile yangın söndürme kolaylığı
faktörleri de göz önüne alınmalıdır. Pasif yangın önleme metotları aynı zamanda yangın söndürme
metotlarını da takviye edecek şekilde olmalıdır.
İnsanların toplu ve yoğun olarak kullandığı yüksek yapılarda ve alışveriş merkezlerinde en büyük
risk yangın olayıdır. Bilindiği üzere yüksek yapılarda dışarıdan kurtarma müdahalesi ancak itfaiyenin sahip
olduğu yangın merdiveni çalışma yüksekliği ile sınırlıdır. Bu yükseklik Bursa için en fazla 32 m.
yüksekliğe kadardır. Bu nedenle itfaiye merdiveninin yüksekliğin üzerinde, insanlar yapı içinde kaderleri
ile baş başa kalmaktadır. Buna göre yüksek yapıların işletmeye açılması yani iskana alınabilmesi, mahalli
yangın kodlarının tam olarak yapıda uygulanabilmesine bağlıdır. Durum böyle olunca, gerek mimari
düzenlemede, gerek yapı bünyesinde, gerekse elektro-mekanik düzenlemelerde bazı kısıtlamalar ortaya
çıkmaktadır. Mimaride yangın tedbirlerinin uygulanabileceği, örneğin kaçış merdivenleri ve bunların basınçlandırılmaları ile ilgili düzenlemelerin ve katların bölmelere ayrılmaları olayının işlenmesi gerekir.
Statikte, yapı strüktürü ister çelik, ister betonarme olsun bunların yangından korunma veya muayyen bir
zaman yangına dayanıklılığının temini problemlerinin çözümleri vardır. Dekorasyonda yangın ısısı az olan
malzemelerin kullanılmasının gerekliliği vardır. Hatta mekanik tesisat sistemlerinin, yangının katlara
sirayetini önleyici mahiyette geliştirilmesi, yapılan çalışmalar arasındadır.
Bir yapının yangına dayanıklı olup olmadığını belirleyen, daha ziyade onun yapısal bileşenleridir.
Bununla beraber, bunların dışında kaplama ve bitirme malzemeleri ile eşya ve mobilyaların meydana
getirdikleri bina içi ısıl yük seviyesi, yangının başlama ve gelişmesini o düzeye getirebilir ki, dayanıklı
olarak kabul edilen yapı malzeme ve bileşenlerinin bu nitelikleri büyük ölçüde ortadan kalkar.
Yapının bağıl yangın riski sıralaması, özellikle ısıl yük terimi ile belirlenen, yangın sırasında birim
döşeme alanına düşen serbest kalori miktarı ile değerlendirilir. Farklı konularda hacimlerin kullanışlarının
farklı ısıl yüke sahip hacimler ortaya çıkaracağı kabul edilirse, yangın risklerinin önem ve dereceleri de hiç
kuşkusuz farklı değerler olacaktır. Bu farklı yangın riski sıralamasında yapının yeri ne olursa olsun,
kullanılan yapı bileşenlerinin yangına dayanıklılığı 90 dakikadan az olmamalıdır. Örneğin yapı strüktürü
betonarme olarak düzenlediği taktirde, demir armatürü çevreleyen betonun et kalınlığı en az kolonlarda 40
mm., döşemelerde 35 mm. olmak zorundadır. Bu rakamlara sıva dahildir.
Binalarda ölüm ve yaralanma ile maddi zararın büyük çoğunluğu dumandan kaynaklandığından,
malzeme seçimine önem verilmelidir. Binaların katlarındaki koridor, dinlenme yeri vb. ortak alanlar ile
merdivenleri, yandığında yoğun duman aktaracak ve yangını bir bölümden diğer bölüme taşıyacak şekilde
tamamen halı kaplanmamalı; gerekirse şerit yolluk kullanılmalıdır. Yangın merdivenlerinde, giriş
kapılarının yakın çevresinde yangın yükü küçük şekilde düzenlenmelidir. Binaların bar, lokanta, diskotek
konferans ve balo salonları gibi, ortak kullanım alanlarına dekorasyon yapılmak istenirse, dekorasyonda
yoğun duman ve zehirli gaz çıkartan plastik, ahşap, deri ve kumaş kaplama malzemeler yerine, alçı vb.
duman çıkarmayan malzemeler kullanılmalıdır.
Yapı pasif güvenliği açısından günümüzde ortaya çıkan bir sorun da özellikle sentetik yapı
malzemelerinin kullanımdaki artışıdır.
2.1. Bölmeler:
Bölmeler yüksek bina projelerinin önemli bir parçasıdır. Geçtiğimiz 10 yıl içinde kullanılmaya
başlanan malzemeler bir yangın durumunda daha fazla etkilenen cinstendir. Meydana çıkan ısı hem
yangının yayılmasına hem de söndürme için ihtiyaç duyulan gayretlere doğrudan etki yapar. Dolayısıyla
yangını yayılmasına mani olmak için her türlü gayret gösterilmelidir. Yangına dayanıklı duvarlar, kapılar,
tavan kaplamaları ve havalandırma damperleri, yangının yayılmasına mani olur ve yanan alanı küçülterek,
yangının kolay söndürülmesini sağlar. Yanabilen ne kadar az malzeme mevcut ise, daha az ısı ortaya çıkar
ve söndürülmesi kolay olur.
2.2. Kaçış Yollarının Düzenlenmesi:
Binalarda konferans ve balo salonları ve eğlence yerleri olarak kullanılan salonlar, binanın
koridorlarına, ikiden az olmamak üzere insan kapasitesi ile orantılı sayıda, kaçış yönüne açılan çıkış
kapıları ile bağlantılı olmalıdır. Kaçış yollarının başka daire ve diğer mekanların içinden geçerek korunmuş
alana ulaşmasına izin verilmelidir. Kaçış yollarının ve merdivenlerinin korunmuş mekanlara ve veya
sokağa açılan kapılarının genişliği 120 cm'den az olmamalı; bu kapılar içeriden dışarıya doğru kilitsiz
olarak açılmalı ve otomatik olarak kendi kendine kapanacak ve yangın dayanımı en az 120 dakika olacak
şekilde yapılmalıdır.
Bütün çıkış yolları açıkça işaretlenmelidir. İşaretlemeler elektrikli olmalı ve şehir cereyanı
kesildiğinde sistemi en az 25 dakika besleyecek güçteki aküye bağlı olmalıdır. Keza yangın merdiveninin
ışıklandırılması da akü ile yapılmak zorundadır. Yangın merdiveninin elektrik tesisatı ayrı bir hatla
kesintisiz güç kaynağına veya otomatik devreye giren jeneratöre bağlı olmalıdır.
Yüksek binaların sekizinci katından başlamak üzere, her üç katta bir yangın çıkması halinde,
itfaiye yangın mahalline gelene kadar geçecek sürede insanların yangından korunabileceği, en az 90 dakika
yangına dayanıklı yapı elemanlarıyla korunmuş kaçış yolu ile bağlantılı mekanlar (yangın sığınakları)
yapılmalıdır.
2.3. Basınçlı Merdiven Boşlukları:
Yüksek binalarda, yangın ve duman yayılmasını önlemek için geliştirilen proje sistemlerinden biri
de basınçlı merdiven boşluklarıdır. Merdiven boşluğunda atmosfer basıncından daha yüksek bir hava basıncı olması, yangından bina sakinlerinin kaçış yollarına duman dolmasına mani olur. Pozitif basıncı
sağlamak için merdiven boşluğuna açılan kapıları kapalı tutmak gerektiği ve bunun için gerekli önlemlerin
alınmasını unutmamak gerekir. Topluma açık binalarda acil durum enerji takviye sistemi mutlaka
bulunmalıdır. Binalarda can güvenliği konusunda ilk alınması gereken önlem, uygun yangın merdivenleridir.
Gerek yangın anında kişilerin emniyetli bir kaçışının sağlanması ve gerekse olay yerine gelen itfaiyecilerin
yangına müdahalesi için zorunludur. Ülkemizde birçok binada, yangın merdiveni olarak yapıldığı söylenen
birçok merdiveni, yangın merdiveni olarak kabul etmek mümkün değildir.
Yangın merdiveninin içinde, duvarında, tavanında ve tabanında hiçbir yanıcı madde
kullanılmamalı; yangına en az 120 dakika dayanıklı olmalıdır. Yangın merdivenlerinin kapıları duman
sızdırmaz ve yanmaz olmalıdır. Yangın merdivenlerinin her iki kenarında küpeşte veya korkuluk olmalı;
kapılarda eşik bulunmamalıdır.
Yüksek binalarda yangın merdivenleri bina içinde tertiplenmelidir. Bina dışındaki yangın
merdivenleri yüksek binalar için uygun değildir. Kat sayısı yediyi veya yüksekliği 20 metreyi geçen
binalarda yangın merdiveni bina içinde yapılmalı ve korunmuş olmalıdır. Birden fazla bodrum bulunması
durumunda, bunların her biri için diğerlerinden bağımsız ve ilişkisiz ayrı yangın merdivenleri
düzenlenmelidir.
Yangın merdivenlerinin korunmuş mekanlara ya da sokağa açılan kapılarının genişliği 120 cm'den
az olamaz. Bu kapılar içeriden dışarıya doğru kilitsiz olarak açılmalı ve otomatik olarak kendi kendine
kapanmalıdır. Çok sayıda kişinin bulunduğu yerlerde yangın merdiveni genişliği kişi başına inişte 1.25 cm
ve çıkışta 2 cm alınmalıdır. Örneğin, 200 kişinin bulunduğu bir işyerinde yangın merdiveni genişliği 2.5 m alınmalıdır. Yangın merdiveni 180 cm'den büyük olduğu zaman, iki merdiven yapılmalıdır. Binalardaki
kaçış kapıları panik bar sistemiyle donatılmış olmalıdır.
2.4. Asansörler:
Binalarda asansörlerin yangının yayılmasında ve dumandan boğulmalarda önemli rolü olduğu
görülmüştür. Gelişmiş ülkelerde asansör kovanlarının pozitif basınç altında tutulma zorunluluğu da
getirilmiştir.
Kat sayısı 20'den fazla olan binalarda özel olarak dizayn edilmiş ve korunmuş olan sadece acil
durumlarda itfaiyenin yararlanacağı asansör yapılmalıdır. İnsan ve yük asansörleri kaçış yolları üzerinde
kurulmamalı; her asansör kabini için bağımsız makina odası bulunmalıdır. Asansörler yangın halinde
otomatik olarak en alt kata inmeli; lambalarını yakarak kapılarını açacak düzene sahip olmalıdır. Yangın
esnasında mümkün mertebe asansörler kullanılmamalıdır.
2.5. Elektrik Tesisatında Alınacak Önlemler:
Binanın elektrifikasyonuyla ilgili bölümlerin (trafo, kontrol merkezi gibi) duvar, döşeme ve
tavanları en az 120 dakika yangına dayanan yapı elemanları ile korunmalıdır. Binaların yangın
merdivenlerinin ve yangın su devrelerinin elektrik tesisatı, binanın elektrik tesisatından ayrı, özel olarak
yangına karşı korunmaya alınmış olacak ve bu binalarda elektrik akımı kesilmesi halinde otomatik olarak
devreye girecek şekilde jeneratör bulundurulmalıdır.
2.6. Klima ve havalandırma sistemleri:
Yüksek yapıların ve alışveriş merkezlerinin dizaynında, yangın ve duman kontrolü için ilk
düşünülecek olay, yapının ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemleridir. Bu sistemler, yangın
durumunda yangının ve dumanın yayılmasını önleyecek yada azaltacak şekilde tasarlanmalıdır.
İklimlendirme ve havalandırma kanallarının duvar, döşeme ve tavanları delip geçtiği yerlerde, saç
kanal en az 2.5 mm'lik çelik saçtan yapılarak, ara boşluklar beton ile doldurulmalı ve havalandırma
kanallarından katlara yangının geçişini önleyecek otomatik yangın damperleri ile donatılmalıdır.
Merkezi klima sistemleri, tek ekipman ile hizmet veren orta veya yüksek hızlı yaklaşık 10-20 kadar
kanal sistemini ihtiva eden düzenlerdir. Bu sistemde ana kanallar bütün hatları geçtiğinden duman taşıma
özelliği vardır. Bu nedenle kat girişlerinde duman ve yangını tecrit edici kapatma damperleri konulur.
Duman kontrolü teorisine göre, bu gibi hallerde yangın olan katta, verici devredeki yangın damperi kapalı
fakat dönüş devresindeki yangın damperi açık kalmalıdır.
Son zamanlarda modern yüksek binalarda her kat için bağımsız klima cihazları kullanılmaya
başlanmıştır. Bağımsız kat üniteleri sistemi, genelde her kat için katın büyüklüğüne göre bir veya iki cihaz
olabilir. Bu cihazlar sabit hacimli sistemde çalışan cihazlar olabileceği gibi, değişken hava debili sistem,
fan tahrikli terminal ünitesi veya kombine edilmiş sistemler olabilir. Bu düzende dış hava şartlandırılmış
veya şartlandırılmamış olarak her kattaki cihaza gönderilebilir. Egzozu tahliye için tuvalet şaftları da
kullanılabilir. Bir katta yangın halinde, bağımsız ünite durdurulur; üniteler dış hava temin eden cihazın veriş
bölümü yangın damperi kapanır ve dönüş bölümü damperi açılır. Eğer süratli duman tahliyesi istenirse,
ayrı bir duman tahliye düzeni kurmak gerekir. Bu sistemde duman ve yangının kattan kata geçiş tehlike
riskini arttıran, yapıyı yukarıya doğru kat eden fazla şaftlar yoktur. İkinci olarak düşünülecek olay, yapının kendi dizaynıdır. Daha projelendirme safhasında, yangın
ve diğer kavramları projeye yerleştirmek gerekir. Örneğin ofis binasının yüksekliği, kat alanları, yapı zarfı,
asansör kümeleri konumu, ana giriş lobisi ve relaktif olarak dış zarfın hava sızdırmazlığı, bilgisayar odaları
vb. atrium olup olmaması, var ise ofis hacimlerinin buraya açık veya kapalı olması vb.
Ele alınması gereken diğer bir faktör yapının taşıyıcı sistemidir. Yapı taşıyıcı sistemi betonarme
mi; yangından korunmuş çelik bünyeli mi; yoksa ikisinin karışımı mı olmalı buna karar verilmelidir.
Yüksek yapılarda kesinlikle taşıyıcı bünyede prekast beton kullanılmamalıdır. Dış duvar, pencere ve
döşeme ek yerlerinde katiyetle sızıntı aralıkları bulunmamalıdır ve eklemeler için metotlar ortaya
konmalıdır. Yapı zarfı diğer bir önemli düşüncedir. Örneğin tüm pencerelerin trizleri, aralıkları, granit
kaplama dolayısıyla pencere limitleri vb. tümüyle şüphesiz sızıntı üzerine tesir edecektir.
Asansör sistemleri hayati öneme haiz bir düşünce ve tasarım konusudur. Yolcuları boşalttıktan
sonra kapıların kapanış şekli, baca tesirini azaltmak için ve sızıntıları azaltmak için etüt edilmelidir. Zira
düşey taşıma işlemi önemli bir konudur. Asansör idare sistemi, yangın emniyeti sistemi ile çok dikkatli bir
şekilde koordine edilmelidir ve bu koordinasyon, yangın alarmı verildiğinde, o şekilde entegre edilmeli ki,
tüm asansörler zeminde, çıkış katında toplanmalıdır.
3. AKTİF YANGIN GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ
Yapılarda yangın yönünden alınacak aktif güvenlik önlemleri, genellikle yangını başlangıç anında
algılayıp büyüyüp yayılmasına müsaade etmeden sınırlandırıp, kurtarma ve müdahale etme faaliyetlerini
kolaylaştırmaya, sakinleri güvenle yangının oluştuğu yapı ve bölümlerden tahliye etmeye ve yangını
bünyesel olarak söndürmeyi amaçlayan güvenlik önlemlerinin tümünü içerir. Bu önlemler iki bölümde
toplanabilir: (a)Yangın algılama ve uyarı sistemleri, (b) Yangın engelleme ve söndürme elemanlarıdır.
Yangın yönetmeliklerinde aktif yangın güvenliği ile ilgili olarak çeşitli önlem ve kurallar söz
konusu edilmektedir. Genel kurallar dışında, yapı kullanma şekli, mekansal düzenleme farklılıkları, kişi
(veya taşıt) sayısı, yapı büyüklük ve yüksekliği, yangın duyarlılığı v.b. parametrelere bağlı olarak
değerlendirilirler. Örneğin NFPA’a göre tehlike riskleri ve bu tehlike riskleri kapsamına giren alanlar
aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
- Hafif tehlike riskleri:
Camiler, kütüphaneler, hastaneler, müzeler, dispanserler, bilgisayar odaları, tiyatrolar, küçük
lokantalar, müstakil evler.
- Orta tehlike riskleri (grup 1):
Parklar, gösteri yerleri, cam üretim yerleri, lokantalar, fırınlar, içki imalathaneleri, konserve
fabrikaları, elektronik fabrikaları, çamaşırhaneler.
- Orta tehlike riskleri (grup 2):
İlaç fabrikaları, kuru temizlemeciler, ahırlar, deri imalathaneleri, kağıt fabrikaları, postaneler, metal
işleme atölyeleri, tekstil fabrikaları, tütün fabrikaları, ağaç işleme atölyeleri, öğütme fabrikaları.
- Ekstra tehlike riskleri (grup 1):
Havaalanları, tekstil işleme fabrikaları, plastik fabrikaları, lastik fabrikaları, dökümhaneler,
tutuşabilir akışkanların geçtiği alanlar.
- Ekstra tehlike riskleri (grup 2):
Asfalt işlerinin yapıldığı alanlar, parlama özelliğine sahip akışkanların geçtiği alanlar, boyahaneler
ve otomobil tamirhaneleridir. Yangın tedbirleri bunlara göre alınmaktadır.
Bilindiği üzere, insan güvenliği ile ilgili bir yangında ortaya çıkabilecek sorunlar yangın
mahallinin kısa süre içinde bulunması, alarm ve yapıyı boşaltma zamanı ile çok yakından ilişkili olup,
üzerinde önemle (bilhassa yüksek yapılarda) durulması gerekir.
Alarm zamanı veya alarm mühleti, yangının doğuşu ile fark edilip alarm verildiği an arasında
geçen zaman parçasıdır. Bu zaman dilimi can güvenliği ve yangınla mücadele açısından çok önemlidir.
Dolayısıyla bunu en kısa sürede gerçekleştirecek ve mümkün olduğunca insan müdahalesi gerektirmeyen
sistemler ile sağlamak bir zorunluluktur.
Bu nedenle yapı otomatik yangın algılayıcı ve uyarıcı sistemler ile teçhiz edilmelidir. Bu suretle
alarm mühletinde ve yangına müdahale zamanında gecikme olasılığı büyük ölçüde azalacaktır.
3.1. Erken Uyarı:
Isı ve dumanı algılayabilen detektörlü erken uyarı sistemleri, yangını nispeten ufak ve kolay
söndürülebilir durumda iken haber verir. Küçük yangınlar daha az hasar verdikleri ve bu durumun binanın
ileri derece hasar görerek çökmesini engellediği için insanların zarar görmesini engeller. Yeni sistemlerde,
binanın 1. veya 2. bodrumunda veya ilk kattaki lobi alanında, güvenlik odasının yakınında bir yangın
kontrol odası bulunmaktadır.
Modern alarm panoları, detektör tipine, odanın içinde bulunduğu konumu ve diğer değişen
koşulları bildirecek şekildedir. Bir alarm durumunda gerekli tedbirlerin alınması için tüm bu bilgiler bina
yangın amirine bildirilmelidir.
Yangın algılama sistemlerinin geçirmiş olduğu evrimi incelemeden önce her sistem için geçerli
olan temel yapıya göz atmakta yarar vardır. Bir yangın algılama sistemini oluşturan öğeler üçe ayrılır. Giriş
cihazları, değerlendirme ünitesi ve çıkış cihazları. Giriş cihazları, duman ve sıcaklık detektörleri, düğme
gibi fiziksel uyarıları algılayan cihazlardır. Bu cihazlardan gelen uyarılar, merkezi bir değerlendirme
ünitesinde (panelde) toplanır. Panelde tanımlı olan parametre ve programlara bağlı olarak değerlendirilen
uyarılar neticesinde çıkış cihazları vasıtasıyla gerekli önlemler alınır. Çıkış cihazları arasında sesli ve ışıklı
cihazların yanı sıra havalandırmaya kumanda eden çıkışlar veya itfaiyeye telefonla haber ileten cihazlar da
olabilir. Bu kısımda panellerin özellikleri açıklanacaktır.
3.2. Yapı Dışı Yangından Korunma Tesisatı:
Merkezi su besleme sistemleri yalnız içme ve kullanma suyu sağlamaya değil aynı zamanda
yangından korunmaya da hizmet ederler. Nüfusu 20000 kişiden yukarı olan yerleşim bölgelerinde
yangından korunma tedbirleri kapsamında su şebekesindeki ana boruların, su depolarının ve mekanik tesisatın tasarımında değişiklik yapılmaz. Çünkü yangın söndürmede kullanılacak su debisi en çok içme ve
kullanma suyu debisinin altında kalır. Bu nedenle şebekeye yalnızca yangın hidrantları eklenir ve bu
hidrantların üzerinde bulunduğu boru devreleri için uygun çaplar seçilir (DIN 3221, TS 2821).
Dış tesisatın en önemli elemanlarıdır, yeraltı ve yerüstü hidrantları olarak iki gruba ayrılır. Yeraltı
hidrantları bağlantı çapı 80 mm., ventil çapı 70 mm., değerindedir. Montajları daha kolay olup trafiğe
engel olmazlar. Ancak gece ve kar yağdığında yerlerini bulmak zordur ve kapasiteleri daha düşüktür.
Hidrant aralıkları 80-100 m., daha geniş bir yerleşimde ise 120 m. değerindedir. Yerleşim için bir başka
değerde 100x100 m. bir alan için 1800 lt/dak. su alabilme olanağı sağlanmasıdır.
3.3. Yangın Söndürme Sistemleri
Yangın olaylarında yangın tipi yanında yangının muhtemel gelişme eğilimi ve yangın yükü
hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Buna göre küçük, orta ve büyük yangınlardan bahsetmek mümkündür.
Küçük yangınlar az miktarda yanabilir madde içeren odalar, bürolar, holler ve dershaneler gibi adi
yangınlarla az miktarda sıvı içeren yada iyi korunmuş yakıt depolarının bulunduğu yangınları içerir.
Yanabilir maddeler fazla olmakla birlikte yangının yayılma eğilimi az olacak şekilde dağılım gösteren
alanlarda bu sınıfa dahil edilebilirler. Orta şiddetli yangınlar olarak küçük yangınlardan daha büyük oranda
yanabilir madde içeren odalar, işyerleri, garajlar, galeriler, tamir atölyeleri vb. yerlerdeki yangınları içerir.
Bunlardan daha fazla yüklü yangınlar ise büyük yangınlar sınıfına girerler. Bu sınıf yangınlar ayrıca kendi
içinde sınıflandırmaları yapılmaktadır.
Günümüzde yangın riski taşıyan mekanlarda yangının yayılmadan söndürülmesi amacıyla çeşitli
yangın söndürme sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistemler aşağıda sıralanmıştır.
3.3.1. Sabit Boru-Hortum Sistemleri
A sınıfı yangınları su kullanarak önlemek amacıyla bina içinde yerleştirilen sabit boru tesisatı,
yangın dolapları ve hortumları sabit boru-hortum sistemlerini oluştururlar. Binada diğer yangın söndürme sistemleri kurulmuş olsa bile, sabit boru-hortum sistemleri gerekli tamamlayıcı olabilir. Özellikle yüksek
binaların üst katlarında hem etkili hemde en kısa zaman içinde sıvı akımı elde etmenin en güvenilir
yollarından biridir.
Sabit boru-hortum sistemlerinin belli başlı uygulama yerleri olarak okullar, resmi binalar, oteller,
sanat ve kültür merkezleri, spor salonları, iş hanları, satış mağazaları, 30 metre veya 10 kattan yüksek
binalar, sanayii tesisleri sayılabilir.
Sabit boru-hortum sistemleri aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:
a) Islak sabit boru-hortum sistemleri: Bu sistemde su kaynağı ile sistem arasındaki vana daimi
açık olup sistemde her an basınçlı su bulunmaktadır.
b) Otomatik beslenen sabit boru-hortum sistemleri: Bu sistemde hortum vanası açıldığında, devre
otomatik olarak su ile beslenir.
c) El ile çalışan sabit boru sistemleri: Bu sistemde her yangın dolabında bulunan el ile kumandalı
cihazın çalıştırılması ile suyun devreyi beslemesi sağlanır.
d) Kuru sabit boru-hortum sistemleri: Bu sistemde devrede su yoktur. Bu sistem özellikle ısıtması
olmayan düşük sıcaklıklara maruz kalabilecek mahallerde tercih edilir. Sistem özellikle yüksek binaların
üst katlarında, itfaiye araçlarının giremeyeceği dar sokak veya geniş alanlı binalarda tercih edilir. Suyun
sisteme verilmesi üç değişik şekilde olmaktadır:
i) İtfaiye teşkilatı ile yapılan bağlantıda su sağlanır.
ii) Su elle kontrol edilen bir vananın açılması ile sisteme verilir.
iii) Hortum vanası açıldığında sistem otomatik olarak su ile beslenir.
3.3.2. Otomatik Sprinkler (Fıskiye) Sistemleri
Sprinkler sistemleri yangın esnasında otomatik olarak harekete geçerler. Söndürücü akışkan olarak
su kullanılır. Sprinkler sistemleri bina içinde bir dizi sabit boru ve bu borulara bağlı boşalma fıskiyeleri
(sprinkler'ler) den oluşur. Yangın sırasında açığa çıkan ısının etkisiyle katı bağlantı elemanının erimesi
yada cam bir ampul içinde bulunan sıvının sıcaklık etkisiyle genişleyerek ampulü kırması sonucu suyun
önü açılır ve yangın mahalline akar. Her 10-20 m2 ye bir fıskiye tavsiye edilir.
Bakımı iyi yapılan sprinkler sistemleri oldukça güvenilirdirler, can ve mal güvenliğini
korumasında oldukça etkilidirler. Amerikan NFPA kuruluşunun kayıtlarına göre incelenen 80 binin
üzerinde yangın olayında sprinkler sistemleri %96.2 lik tatminkar bir yüzdeyle yangınları söndürdüğü
görülmüştür. Ayrıca, incelenen her on olayda altısında sprikler sistemlerinin herhangi bir insan müdahalesi
olmadan yangınları kontrol altına aldığı tespit edilmiştir. Yine NFPA kayıtlarına göre, tamamen düzgün
çalışan sprinkler sistemi ile donatılmış binalardaki yangın olaylarında, patlama ve parlama sonucu olanlar
hariç olmak üzere, çok sayıda (üç veya daha fazla) can kaybı olmamıştır.
Sprinkler sistemlerinin belli başlı kullanım alanları suyun fazla zarar vermeyeceği otel odaları,
mağazalar, ağaç, lastik, tekstil endüstrisi gibi yerlerdir.
Islak Borulu Sprinkler Sistemleri:
Islak borulu sprinkler sistemlerinde, otomatik sprinklerler bir
su kaynağına bağlı bulunan ve içinde su bulunan boru sistemlerine tespit edilmiştir. Bu sistemlerde yangın
sebebiyle oluşan ısının etkisiyle sprinklerler açılır ve hemen suyun yanan maddelerin üzerine boşalmaya
başlamasını sağlarlar.
Sisteme bağlı herhangi bir sprinkleri yangından oluşan ısının etkisi harekete geçirerek suyun
akışını sağlar. Serbest kalan su jeti sprinklerdeki yansıtıcıya çarparak dağılır ve yangın mahalline düzgün
bir yağmurlama şeklinde boşalması sağlanır.
Kullanım alanındaki şartlara bağlı olarak, sprinklerler 40°C ile 350°C arasında belirlenen bir
sıcaklık değerinde aktif hale geçmek için dizayn edilirler. Sprinklerlerin çoğu yaklaşık olarak dakikada 70
ile 100 litre arasında suyun yangın mahalline boşalmasını sağlarlar. Bununla birlikte bazı özel uygulamalar
için kullanılan sprinklerde boşalan su miktarı dakikada 400 litre'ye çıkabilmektedir.
Islak borulu sprinkler sistemlerinde boru şebekesi su ile dolu bulunduğu için ortam sıcaklığı 4°C
den fazla olan mahallerde kullanılmalıdır. Eğer mahallin çok küçük bir kısmı düşük sıcaklıklara maruz ise
bu kısımlarda esas boru şebekesine ek bir kapalı devre oluşturarak bu kısımdaki boruların içini antifrizli
solüsyon ile doldurulması mümkündür.
Kuru Borulu Sprinkler Sistemleri:
Kuru borulu sistemlerde boru şebekesi su yerine su kaynağı
ve boru şebekesi arasındaki valfi kapalı tutacak düzeyde basınçlı hava yada nitrojen gazı ile doldurulur.
Hava basıncı şebeke girişine yerleştirilen bir araç ile otomatik olarak kontrol edilir. Yangından açığa çıkan
ısı herhangi bir sprinkleri aktif duruma getirdiğinde, boru şebekesindeki basınç hızla düşecektir. Bu basınç
azalması kuru boru şebekesi girişindeki valfi açılmasına neden olacak böylece borular su ile dolacak ve
açık bulunan spriklerden su yangın mahalline boşalacaktır.
Kuru borulu sprinkler sistemleri ıslak borulu sistemlerinin kullanılamadığı düşük sıcaklıktaki
mahallerde kulanılabilir. Ancak kuru boru sisteminin girişindeki valf kısmı ısıtılan mahallere konulmalıdır.
Deluge (Selleme) Sprinkler Sistemleri:
Deluge sprinkler sistemlerinin yapısı ıslak ve kuru borulu
sistemlere benzer fakat bu sistemlerden başlıca iki yönden farklıdır:
a) Standart sprinklerler kullanılır, fakat hepsi açıktır. Sprinkleri harekete geçiren elemanı
içermezler, bu nedenle boru şebekesi girişindeki kontrol valfi açıldığında su bütün sprinklerden yangın
mahalline boşalır ve mahal su ile boğulur.
b) Kontrol valfi normal olarak kapalı tutulur. Valf ayrı bir yangın algılama sistemi vasıtasıyla
harekete geçerek açılır.
Deluge sistemler hızlı bir şekilde genişleyen yangınların kontrol altına alınmasında kısa sürede bol
miktarda suyun gereksinim duyulduğu mahallerde kullanılırlar.
Ön Hareketli Sprinkler Sistemleri:
Bu sistemler deluge sistemlere benzerler, fakat bu sistemdeki
sprinklerler eriyebilen birleşme elemanı yada cam ampuller vasıtasıyla kapalıdırlar. Deluge sistemlerdeki
kontrol valfi burada ön hareket valfi vazifesi görür. Yangın algılama sisteminin harekete geçmesiyle ön
hareket valfi açılır ve boru şebekesi su ile dolar, sistem ıslak borulu sprinkler sistemi haline dönüşür.
3.3.3. Su Sprey Sistemleri
Su sprey sistemleri deluge sprinkler sistemlerine benzerler, sadece kullanılan fıskiye tipi farklıdır.
Su sprey sistemlerindeki fıskiyeler suyu istenilen şekilde istenilen yere büyük bir hassalıkla göndermek
üzere dizayn edilirler. Kontrol vanasının açılmasıyla açık halde bulunan bütün sprey fıskiyelerinden su
akmaya başlar. Fıskiyedeki koni şeklinde katı eleman suyun istenilen akış şekli, hızı, parçacık büyüklüğü
ve yoğunlukta tam olarak belirlenen alana akmasını sağlar.
Su sprey sistemleri esas olarak soğutma amacıyla çok miktarda suyun gerekli olduğu (örneğin
parlayıcı sıvı ve gazların işlem gördüğü tesisler, bu sıvı ve gazların depolanmasında ve taşınmasında
kullanılan tankların ve yapı elemanlarının bulunduğu mahallerde) özel tehlike mahallerinde kullanılırlar.
Tehlikenin karakteristiğine bağlı olarak yangını kontrol altında tutmak yada söndürmek amacıyla dizayn
edilirler.
Su sprey sistemleri elle yada otomatik olarak aktif hale getirilirler. Otomatik harekete geçirmede
kontrol sistemi, sabit sıcaklık ısı detektörleri yada kombine olarak sabit sıcaklık ve sıcaklık yükselme oranı
ile çalışan detektörler ile bağlantılı olarak çalışır.
3.3.4. Köpük-Su Sprinkler Sistemleri
Köpük-su sprinkler sistemleride deluge sprinkler sistemlerinin benzeridir, fakat bu sistemlerde
söndürücü akışkan olarak su yerine fıskiyelerden köpük akıtırlar. Köpük konsantresinin suyla istenilen
oranda karışmasını sağlamak için oranlayıcı bir araç kullanılarak belli orandaki köpük konsantresi suya
enjekte edilir. Sistem aktif hale elle yada yangın algılayıcı araçlar kullanılarak kontrol vanasının
açılmasıyla geçirilir. Bu sistemlerin uygulama alanları genel olarak parlayıcı ve yanıcı sıvıların (petrol
depoları, uçak hangarları gibi) tehlike oluşturduğu mahallerdir.
Aqueous film-forming foam (AFFF) ve film-forming fluoroprotein agents (FFFP) solüsyonları
köpüklü sprinkler sistemlerinde kullanılmaktadır. AFFF ve FFFP solüsyonları köpük balonları oluşturmak
için hava ile karıştırılması gerekmediğinden genellikle standart fıskiyeler kullanılır. Köpük-su sprinkler
sistemleri belli bir zaman dilimi süresince köpük akıtırlar. Köpük konsantresi tükendiği zaman sistemdeki
fıskiyelerden sadece su boşalır. Köpük konsantresinin kalitesi ve ne kadar süre akacağı tehlike durumu göz
önüne alınarak belirlenir.
3.3.5. Köpük Sistemleri
Köpük sistemleri iki tipe ayrılırlar, bunlar:
A. Düşük genişleme oranına sahip köpüklerin kullanıldığı sistemler. Bu tiplerde köpüğün
genişleme oranı bire yirmiden azdır ve köpük yüksek oranda su içerir.
B. Orta ve yüksek genişleme oranına sahip sistemler. Genişleme oranı bire yirmi ile bire bin
arasında değişir. Bu sistemlerde kullanılan köpüklerde su oranı azdır ve köpük bağıl olarak hafiftir.
Köpük konsantresi ile belli oranda suyun karışması ile köpük solüsyonu oluşur ve bu solüsyonun
hava ile irtibata geçmesiyle köpük balonları oluşarak yangın mahalline sevkedilirler (Şekil 1).
Köpük
Konsantresi Su
Köpük
Solüsyonu Hava
Köpük
Köpük oluşması
Düşük genişleme oranına sahip köpüklerin kullanıldığı söndürme sistemleri genellikle parlayabilen
ve yanabilen sıvıların bulunduğu ve depolandığı mahallerde uygulama alanına sahiptirler. Bu sistemler
oluşan köpüğü sıvının yüzeyine boşaltarak soğutma etkisi ve yüzeyin köpük örtüsü ile kaplanarak yangını
söndürme etkisine sahiptirler. Köpük örtüsü sıvının buharlaşmasını bir süre önleyerek tehlikeyi engellerler.
AFFF tipi köpükler benzer şekilde işlev görürler, fakat bir farkları vardır: AFFF köpükleri ile
oluşan solüsyonun sıvı üzerinde yüzebilme özelliği vardır ve bu ise buhar oluşumunu engeller.
Yüksek genişleme oranına sahip köpüklerin kullanıldığı sistemler genellikle kullanıldıkları alanın
köpük ile doldurularak ortamdaki havanın yerini köpüğün alması ve böylece yangının devam etmesi için
gerekli oksijenin ortamdan atılması istenilen yerlerde kullanılırlar. Örneğin, bodrum katları ve ambarlar
gibi mahaller.
3.3.6. Sabit Kuru Kimyasal Söndürme Sistemleri
Muhtemel gaz ve sıvı yangınlarının olabileceği ve diğer söndürme sistemlerinin etkili olamadığı
durumlar için tasarımlanır. Söndürücü akışkan yangın riskine göre değişik kuru kimyevi tozlardır. Sistem
kuru kimyevi toz kaynağı ve buna bağlanmış sabit borulardan oluşur. Sistem elle veya yangın algılayıcıları
ile otomatik olarak aktif hale getirilebilir. Boru sistemine bağlı lüleler vasıtasıyla söndürücü yanan yüzeye
akıtılır. Kuru kimyasal tozlar yüksek basınçta bulunan azot yada karbondioksit gazı yardımıyla akışkan
hale getirilerek yangın mahalline boşaltılır. Gaz ve kuru kimyasal tozlar aynı kap içinde basınç altında
depolanabildiği gibi gaz ve kuru tozların ayrı kaplarda depolandığı sistemlerde vardır.
3.3.7. Halojenli, NAF-S-III yada FM200 Gazlı Yangın
Söndürme Sistemleri
Bu sistemlerde söndürücü akışkan Halon 1211, Halon 1301, NAF-S-III yada FM200 gaz
akışkanlarıdır. Binada sabit boru tesisatı ve söndürücü gaz akışkan deposundan oluşmaktadır. Belli başlı
uygulama yerleri, kontrol ve bilgisayar odaları, parlayıcı ve yanıcı sıvı depoları, kablo kanalları ve odaları,
elektrik ve motor odaları, boyama fırınları gibi yerlerdir.
Halojenli söndürücülerin bileşimdeki gazların ozon tabakasına yaptıkları olumsuz etki nedeniyle
üretimlerini ve kullanımlarına kısıtlamalar getirilmiştir. Halojenli söndürücülerin yangın mahalline
boşaltılmasıyla oluşan yeniden yapılanma ürünleri zehirlidir. Bu nedenle bu söndürücülerin kullanıldığı
mahallerde can güvenliği göz önüne alınmalıdır. Günümüzde halojenli söndürme sistemleri yerlerini
söndürücü akışkan olarak NAF-S-III yada FM200 gazı kullanan sistemlere bırakmaktadırlar.
3.3.8. Karbondioksit Yangın Söndürme Sistemleri
Bu sistemler basınç altında yüksek basınç tüplerinde
yada alçak basınç tüplerinde bulunan
söndürücü akışkan karbon dioksit içerirler. CO2 kaynaklar sabit boru sistemlerine ve lüle yada
hortumlarına bağlıdır. Kapalı hacimlerde bu sistemler bulundukları hacmi tamamen CO2 ile doldurmak
üzere tasarlanırlar.
CO2 elektriği iletmediği için çoğu zaman elektrikli aletlerin korunmasında kullanılır. Gaz halinde
bir yangın söndürücü olması nedeniyle elektrik ve elektronik aletlerin korunması ve yanıcı sıvı
yangınlarında CO2 söndürücülerin kullanılması uygundur.
Karbondioksit sistemleri elle yada otomatik olarak aktif hale getirilir. Sistemin aktif duruma
geçmesi sırasında mahalde bulunan kapı, pencere ve diğer dışa açılan yerler otomatik olarak yada
kendiliğinden kapanacak şekilde yapılmalıdır.
Ortamdaki CO2 hacimsel olarak %5 değerinden fazla olduğunda insanlar için tehlikelidir. Bu
nedenle kullanım anında insanların bölgeyi terk etmeleri gerekir.
Belli başlı kullanım alanları elektrikli ve elektronik alet ve teçhizatın bulunduğu mekanlar, sprey
boyama odaları, kömür siloları, motorlar, gemi hangarları, parlayıcı sıvı depoları, kurutma odaları v.b.
yerlerdir.
3.3.9. Taşınabilir Yangın Söndürücüler
Muhtemel her cins yangında ilk müdahale için kullanılırlar. Söndürücü akışkan olarak CO2, Halon,
köpük, su, kimyevi kuru toz kullanılabilir. Sistem taşınabilir 2, 6, 12 kg'lık kaplar halindedir. Her cins
yangında yanan maddenin cinsine göre uygun söndürücü tipi seçilmek koşuluyla diğer yangın söndürücü
sistemler ile birlikte kullanılabilirler.
3.3.10. Yangın Söndürücü Tipi Seçim Esasları
Yangın söndürücü sistemi seçilirken muhtemel yangınlar hakkında ne kadar iyi bir tahmin
yapılabilirse o derece iyi yangın söndürücü sistemi seçimi yapılabilir. Bu amaçla yangın söndürücü
seçiminde aşağıda verilen durum tespitlerinin iyi bir şekilde yapılması gerekir.
- Muhtemel yangın halinde yanabilir şeylerin ne tür maddelerden oluştuğu, hangi yangın sınıfı
veya sınıflarında olabileceği belirlenmeli.
- Muhtemel yangında yanabilir şeyleri büyüklüğü, mekan içindeki dağılımı, bu maddelerin ısı
yükleri, yayılma eğilimi ve şiddeti göz önüne alınarak potansiyel yangının büyüklüğü tesbit
edilmelidir.
- Yangında söndürücüden beklenen etkinlik belirlenmeli.
- Kullanılacak söndürücü için kullanım kolaylığının gerekli olup olmadığı veya seviyesi
belirlenmeli.
- Söndürücünün kullanımda getireceği riskler var mı? kullanıcı özel personel ihtiyacı ve özel
kabiliyetler gerekli mi? belirlenmeli.
- Çevre sıcaklıkları değişim aralığı, rüzgar durumu ve özel hava hareketlerinin olup olmadığı
varsa şekli tespit edilmeli.
- Kullanım yerindeki diğer çevre şartlarına göre söndürücü sistemin uygun olup olmadığı
belirlenmeli.
- Yanma sırasında yanan malzemeyle söndürücü maddenin kimyasal reaksiyona girip
girmeyeceği belirlenmeli.
- Söndürücü kullanımı sırasında özel önlemler gerekli mi? koruyucu ekipmana ihtiyaç var mı?
Başka ne gibi emniyet tedbirleri gerekir bilinmeli.
- Söndürücü için periyodik bakım ve onarım gerekli mi? bunun getireceği mali yükler ve yeniden
doldurulabilirlik durumu bilinmelidir.
- Yanan madde, çevre şartları, kullanıcı ve söndürücüler hakkında mevcut durum belirlendikten
sonra en iyi söndürücü sisteminin seçilmesi mümkün olabilir.
4. SONUÇ
Yanabilir şeylerle iç içe olduğumuz bir ortamda yangın riski her zaman varolacaktır. Önemli olan
yangının çıkmaması için gerekli tedbirleri almak ve çıkması halinde buna hazırlıklı olmaktır. Genelde
yaşadığımız çevrede çok değişik sebeplere bağlı olarak yangın riskleri mevcuttur. Can ve mal güvenliği
açısından, yangın riski durumun iyi belirlenmesi, bu risklere uygun önlemlerin bu konuda uzman kişilerce
tespit edilerek tedbirlerin gerektiği şekilde alınması gereklidir. Aksi takdirde yapılacak hazırlıklarla etkin
bir müdahale mümkün olamaz. Yangın güvenlik önlemleri yapıların projelendirilme aşamasından yapının
kullanılma koşullarına kadar bütün aşamaları kapsayan bir bütündür. Aktif önlemlerin yanında pasif
önlemlerinde yangınla mücadelede etkili olduğunu unutmamak gerekmektedir. Bütün yanıcılar, çevre
şartları, kullanıcı ve söndürücüler tam olarak değerlendirilmelidir. Aksi takdirde seçilecek söndürücü tipi
uygun olmayabilir, kapasitesi küçük olabilir, yangını söndürse bile hasar verebilir, kullanıcı açısından
problem çıkarabilir vb. problemler nedeniyle etkin bir müdahale mümkün olmaz. Sonuçta ekonomik
kayıplara ve can kaybına neden olur.
Yangın güvenlik önlemlerine yapılacak yatırım ilk bakışta ölü bir yatırım şeklinde gözükebilir.
Fakat unutmamalıdır ki bu önlemler ve yangın güvenlik sistemleri herhangi bir yangın durumunda can ve
mal güvenliğinin sigortalarıdır. Başlangıçta yapılacak bir yatırım tesisinizi, malınızı, binanızı ve canınızı
uzun süre yangın riskine karşı koruyacak ve güvenliğinizi sağlayacaktır. İhtiyaç olduğu anda harekete
geçmek üzere hazır bekleyecektir.
Etkin müdahalede en önemli faktörlerden biri de eğitimdir. Müdahale personeli ve halk asgari
bilgilerle donatılmalı, psikolojik olarak da yangınla mücadeleye hazırlanmalıdır. Yangınla bilinçli olarak
mücadele etmek kayıpları en aza indirecektir.
5. KAYNAKLAR
1. Fire Protection Handbook, NFPA, 1992.
2. NFPA 10, Standart For Portable Fire Extinguishers.
3. NFPA 11, Foam Extinguishing Systems, Low Expansion.
4. NFPA 11A, Foam Systems, Medium-and High-Expansion.
5. NFPA 12, Carbon Dioxide Extinguishing Systems.
6. NFPA 13, 13D, 13R, Installation of Sprinkler Systems.
7. NFPA 14, Standpipe and Hose Systems.
8. NFPA 16, Foam-Water Sprinkler and Spray Systems.
9. NFPA 17, Dry Chemical Extinguishing Systems.
10. NFPA 90, Air Conditioning and Ventilating Systems
11. NFPA 92 A, Smoke Control Systems
12. NFPA 101, Life Safety Code Fire Protection Systems, NFPA, 1992.
13. TSE 2821, 5346, 8743, 9399, 9811, 9812, 9893, 10441 Binaların Yangından Korunması Hakkında
Yönetmelik, Resmi Gazete, Sayı: 24827, 26/07/ 2002.
Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 2003 |